25 Ağustos 2021 Çarşamba

Bir Çift Yürek - Marlo Morgan


 Aborjin yerlilerinin yaşamlarını ve bu yaşantının aslında bütün insanların ortak bir yaşantısı olduğunu fakat bizim buna ne kadar yabancı olduğumuzu anlatıyor.


Kitaptan birkaç alıntı;


* Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir.


* Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.


* Kim bilir, belki de yeni buluşlar yapmak yerine geçmişi onarma yoluna gitsek dünyamız daha umutlu bir yer olurdu.


* Hiçbir şey rastlantısal, anlamsız ya da yanlış değildir.Sadece yanlış anlamalar ve ölümlü insana henüz açıklanmamış sırlar vardır.


* Ölmekte olan bir bitkiye ya da hayvana su ya da cesaret vermek, aydınlanma yolunda, yaşamı ve bizi Yaratanı tanımak konusunda susamış bir insan bulup ona su vermek kadar önemli bir adımdır.


* Bu dünyaya gözlerini açan herkesin duyduğu ilk insan sözleri şunlar olur: “Seni seviyoruz ve yolculuğunda sana destek olacağız.”


* Savaşta ahlak yoktur, dediler. Ama yamyamlar asla bir günde yiyebileceklerinden fazlasını öldürmezler. Sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor.


* Seçimlerini bilgelikle yap, çünkü istediğin şey eline geçebilir.


* Düşünceli bir edayla şu sözleri söylerken gözleri ışıl ışıl parlıyordu: "Seninle yeniden karşılaşacağız ve bu kez insan bedenleri yükümüzden kurtulmuş olacağız."


11 Ocak 2021 Pazartesi

Efsane - İskender Pala

Bir Barbaros romanı... Tarih severler buraya... Barbaros Hayrettin Paşa'nın doğumundan ölümüne kadar olan süreç epik bir dille okuyucuya sunulmuş... İskender Pala'nın kaleminden güzel bir eser daha....


Kitaptan birkaç alıntı:

* Yüce tanrım! Ya ona azıcık merhamet ver, ya bana çokça dayanma gücü. Ya bendeki sevginin birazını ona ver; ya ondaki vurdumduymazlığın birazını bana. Tanrım! Ya onu bana ver, ya beni ona...
* Yüreğimi yokladığımda kendime ben bile hayret ettim.
* Elemi anlatmak da insana elem verir. 
* Büyüklük yaş ile değil akıl iledir.
* Neden sabrın tutuklu da göz yaşların özgür?
* Kulağından gireni kalbinde saklayan kişi makbul kişidir.
* Tut ki öyledir, sevgili her zaman ne istediğini söylemez, seven anlamalıdır.
* Büyüklük, gittiğin yere güneş gibi doğabilmektir.
* Biz iki arkadaştık. Birbirini seven iki arkadaş... Yoksa birbirini çok seven iki arkadaş mıydık? Yüreğimi yokladığımda kendime ben bile hayret ettim. Çünkü onu yüreğimin ta içinde, en derin yerinde buldum.
* Kalplerin uyanma ve uyandırılma zamanındayız.
* Birbirimizden uzağa düşürülmüştük ve ikimiz de birbirimizi nerede arayacağımızı bilmiyorduk.
* Umutlar tükeniyor, hayaller soluyor.
* Hepimizin kaderi biraz da o ilk insanın kaderidir...
* Bin mihnette bile beni unutmamışken, şimdi tanımazlığın neden?
* Aşkımın saflığı ve duruluğu boğazıma hasret olup düğümlendi...
* Kadınların her şeyden haberi vardır; sen haberdar olduklarını bilmesen bile...
* Gözleri kalbime işliyor...

9 Ocak 2021 Cumartesi

Dönüşüm - Franz Kafka


Franz Kafka'dan bir başyapıt daha... İnsandan böceğe... Gregor Samsa'nın hayatı bir gecede değişir ve uyandığında kendini bir böceğe dönüşmüş bulur. Peki bu dönüşüm onun lehine midir aleyhine midir? Bu sorunun cevabı zamanla ortaya çıkar ve Samsa gün geçtikçe çevresindekilerin gerçek yüzünü görmeye başlar...

Kitaptan birkaç alıntı:

* Gürültüden kalabalıktan uzak, karanlığımda tek başıma kalmak istiyorum.

* Olmamasına razıyım. Oluyormuş gibi olmasın yeter.

* Müzikten bu denli etkilendiğine göre, bir hayvan mıydı gerçekten?

* Aynı zamanda ara sıra kendine, sakince, olabilecek en sakin biçimde düşünmenin, çaresiz kararlar almaktan daha iyi olduğunu anımsatmayı da ihmal etmedi.

* Güzel günlerdi onlar...
O ilk güzel günler,en azından aynı güzellikte bir daha tekrarlanmamıştı.

* İnsanı büyüklüğe götürecek yol ancak küçüklüğünden geçer.

* İçtenlikten uzak, asla sürekliliği olmayan insan ilişkileri. Hepsi yerin dibine batsın!

* Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskoca dünyayı sırtımda?

* Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.

* Ortadan kaybolmak, yok olmak zorunda olduğunu biliyordu.

* Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü daha gerçek anlamda yaşamamıştı.

* Tüm çaresizliğine rağmen gülümsemekten kendini alamadı.

* Kendi içimde zaman zaman boğuluyorum.

7 Ocak 2021 Perşembe

Eşekli Kütüphaneci - Fakir Baykurt


 



Fakir Baykurt'un son eseri... Gerçek bir hayat hikayesinin romana yansıması... Fazla söze hacet yok videoda her şey anlatılıyor...

Kitaptan birkaç alıntı:

* Halkın karanlıkta kalmasını isteyenler, araç olarak dini her zaman, her işe kattılar.

* Ben kitaplarımdan ayrılınca nasıl yaşarım?

* Eskiden cahillik fazlaydı; şimdi daha fazla.

* Köye kitaplık açmak, çöle çeşme götürmek gibidir.

* Ben Ürgüp'ten ayrılırsam yaşayamam. Senden ayrılırsam hiç yaşayamam!

* Türkiye'ye özgü acı bir durumdur. Aydınlık düşmanları hâlâ güçlü. Dostları ise çok dağınık.

* Eğer geleceği kurtarmak istiyorsak, kitapları asıl çocuklara okutacağız.

* Kitaplara yapılan kıyım halka yapılan kötülüktür bence...

* Barış her zaman savaştan iyidir... kutsal olan savaş değil, barıştır.

* Bizim halkımız çok yüzyıl öncelerinden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmış gibi uyur.

* Sen beni sevmesen, elini nasıl tutardım?

* Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet,bilim. İşte o da kitapların içindedir. Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz.

* Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız? Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur.

5 Ocak 2021 Salı

Kara Ahmet Destanı - Fakir Baykurt

Fakir Baykurt'un yazdığı Yılanların Öcü serisinin son kitabı. Bu kitapta o dönemki siyasi olaylar, aydın - devlet çatışması en detaylı şekilde yansıtılmaya çalışılmış. Irazca'nın oğlu Kara Bayram'ın şehre yerleştikten sonra oğlunu okula yazdırmak istemesiyle başlayan olaylar, Kara Ahmet'in Siyasal Bilgileri kazanmasıyla daha da gelişir ve Ahmet'in tesadüfler ve zorlamalar sonucu hapse düşmesine kadar devam eder...

Kitaptan birkaç alıntı:

* Hepimiz emekçi sınıftanız. Aslımız köylü. Eskiden kır emekçileriydik, şimdi şehir emekçileriyiz...

* İnsanın içinde kötülük vardır. Ya sen, ya ben bir kalleşlik yaparak bitirebiliriz kötü biçimde. Çünkü zordur içimizden fışkıran kötülüğü durdurmak!

* Gerilerde kalmıştı günlerin yaşanırı. Daha yaşanırları da ilerdeydi elbet.

* Her şey değişip akmada. Bu hal beni hayran bırakmada...

* Elma dalından ırağa düşmez; keçinin çıktığı
yere oğlağı da çıkar..

* Kulak asma her söylenene. Gözünü dört aç, kendin gör! Bir şeyi kendin öğrenmedin mi, Onu bilmiyorsun demektir.

* Özlemek!.. Ben de özledim! Beni de özlediler...

* En çok istediğimden en çok yoksunum yıllardır! En çok sevdiğimden en çok yoksunum!

* Uyutmak için de aramıza hacıyı hocayı salıyorlar, göz açabilirsen aç!

* Ozanlar, yazarlar ve basın olmadı mı, halkın dili yok demektir.

4 Ocak 2021 Pazartesi

Kırlangıç Çığlığı - Ahmet Ümit


Kitabımız yıllar öncesinin “Körebe” davasının tamamlanamayıp, 5 yılın ardından yeniden öldürmeye başlaması üzerine kurulmuş.

Kitapta “Körebe” adlı seri katıl çocuk tacizcilerini hedef alıyor ve onları hep aynı ritüel de öldürüyor. Kafasından bir kurşun, kulağının yarısı kesik, gözü kırmızı kadife kuşakla bağlı ve yanında bir oyuncak koyuyor.

Kitap genel olarak işlenen bu cinayetlerin çözüm aşamalarını ve geçmişle olan bağlantılarını izleyerek bir yol haritası çıkarıyor. Olayları tam çözdük katil bu dediğimiz an bütün düşündükleriniz tepetaklak oluyor ve şaşırıp kalıyorsunuz.
Özellikle son 30 sayfası kitap öyle bir noktaya geliyor ki sayfaları hızlı hızlı çevirip katil kim öğrenmek istiyorsunuz. Ve katil hic beklemediğimiz birisi çıkıyor.

Kitap sadece çocuk tacizinden bahsetmiyor. Organ kaçakçılığı ve Suriyeli mültecilerden de bahsediyor. Para uğruna çocuklarından vazgeçip organlarını satan insanlar ve başlarına gelen talihsiz olayları birbirine o kadar güzel bağlamış ki Ahmet Ümit insanlığınızdan utanıyorsunuz.

Kitaptan birkaç alıntı:

* ...herkesten daha zayıftım , çünkü herkesten fazla yaralanmıştım.

* Kıymet verdiğin birileri hayatından koparılınca,
onun acısını, yasını yeterince tutmadan başka birine sarılamazsın.

* Ben bile kendimden o kadar emin değilken bu kadar güven duyması rahatsız ediciydi.

* Hiç unutmam, unutamam dememe rağmen ağır ağır silindi bazı hatıralar.

* En saf, en masum sandığımız kişiler bile binbir hesap içinde.

* Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır ne de insanlar bu kadar inceliği...

* Annen baban yoksa çocukluk korkunç bir şey.

* Cehennem boşalmış,şeytanlar aramızda.

* Kadınlar ama sahiden seven kadınlar erkeğin güçlü olmasıyla ilgilenmezler. Seni severler çünkü yüreklerinde bir yere dokunmuşsundur. Bunun farkına varmadan yapmışsan daha çok severler çünkü samimi olduğunu anlarlar.

* Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?

31 Aralık 2020 Perşembe

Irazcanın Dirliği - Fakir Baykurt


Fakir Baykurt'un yazdığı Yılanların Öcü serisinin ikinci kitabı olan Irazca'nın Dirliği'nde ilk kitapta başını gösteren yılanlar yavaş yavaş sokmaya başlar. Fakir Baykurt bu eserinde de yine köylü sorunlarına, bu sorunlara çözüm bulunmamasına değinmiştir. Muhtarın oğlu ve Deli Haceli'nin kardeşinin Kara Ahmet'i taciz etmesi ve Kara Bayram'a saldırması bütün ipleri kopartır. Kara Bayram bu olanlardan sonra köyden göç etmeye karar verir. Fakat anası Irazca'yı şehre gitmeye ikna edemez. Bayram köyden göçünce tabiri caizse Irazca'nın dirliği düzeni kalmamıştır artık.

Kitaptan birkaç alıntı;

* Bu kötü hallarımız maşara gadar sürüp gidecek!.. Ölecez gidecez bir dirlik düzenlik görmeyecez!..

* Yoksulu sevindirmek ne kolay! Ufacık bir ilgi, gönlünü almaya yetiyor!

* İnsanın gülüp gürleyeni, her dayim eyidir. Duvarı nem yıkar, yiğidi gam! Gamlanacağına, gülüp şenlensin. Çatlatsın düşmanlarını, çatlatsın düşmanlarını...

* Aklıma öyle kötülükler geliyor ki, iki elimle yüreğimi dutup sıkıyorum. Kendimi zor zaptediyorum. Benim için, bir gün delirivermek işten değil...

* Korkulu düş görmekten uyanık durması eyidir.

* Zulüm insan kısmına en böyük kötülük. İnsanın insana zulmü haram.

* Ölünce dinlenir bizim köyde, köylerde karılar...

30 Aralık 2020 Çarşamba

Toprak Ana - Cengiz Aytmatov

Toprak ve bir kadının arasındaki kopmaz bir bağ... Eşini ve çocuklarını savaşta kaybetmiş bir kadının her olumsuzluğa rağmen vazgeçmemesinin öyküsünün anlatıldığı unutulmaz bir eser... Cengiz Aytmatov`un kaleminden bir başyapıt daha...

Kitaptan birkaç alıntı:
* Gözlerimi kapayabilir, kulaklarımı tıkayabilir, ama düşünmeden edemezdim.

* Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir...

* Okumayı çok sever, her zaman kitaplara dalıp giderdi. Onun en çok sevdiği şey, ona en değerli ödül kitaptı.

* İyilik yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.

* Hayat büsbütün yitirilmedi, küçük bir tomurcuk kaldı...

* Gördüğün gibi yalnızım, hep yalnız...

* Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır.

* İyi ve kara günlerde beraber olacağız, mutluluğu da, felaketi de paylaşmasını bileceğiz.

* Düşünmeden edebilir miydim? Gözlerimi kapayabilir, kulaklarımı tıkayabilir ama düşünmeden edemezdim..

* Analar çocuklarını yaşasınlar diye doğururlar, dünyada mutlu olsunlar diye doğururlar..

* Hiç kimse kendi yazgısını bilemez...

* Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.

* Sen kadınsın. Sen her şeyin üstündesin, daha bilgesin. Bir insansın sen! Onlara sen anlat!

* Türküler insanı arıtır, birbirine yaklaştırır.

29 Aralık 2020 Salı

Yılanların Öcü - Fakir Baykurt

Dönemin köy hayatını, o dönemin yönetimi altında ezilen köylülerin hayatlarını anlatan klasik ve okunması gereken bir serinin ilk romanı.
Haceli'nin Irazca'nın evinin önüne ev yapmaya çalışmasıyla başlayan hikaye aslında o dönemin yönetimine karşı olan bir başkaldırının ilk sesleridir ve de yılanlara karşı olan savaşın ilk belirtileridir.

Kitaptan birkaç alıntı;

- Öyle oyunlara geldik ki biz!.. Biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! Çiğdik, piştik... Kördük, açıldık... Uyuttulardı, uyandık!

- Yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...

- Günler geçip gidiyor. Gençlik gidiyor. Dünya gidiyor. Gelimli gidimli dünya, ahir son ucu ölümlü dünya! Ölümlü, ama dönümlü değil...

- Kadına el kaldıran adam değildir.

- “Sevmeliiii, sevmeli!..”... “Dünya da insan birbirini sevmeli! Sevmezse günler tükenmez! Sevmezse dünya zindan olur. Sevmezse yaşadığının farkına varamaz.

- Kader diye bir şey yoktur!

22 Aralık 2020 Salı

Deniz Küstü - Yaşar Kemal

Bir cinayetin ardından gelişen olaylar çerçevesinde bütün çıplaklığıyla resmedilen İstanbul, Yaşar Kemal'den güzel bir eser daha...

Kitaptan bir kaç ufak alıntı:

- Niçin bu kadar öldürmeyi, yok etmeyi, parçalamayı seviyor insanlar? İnsan yumuşak başlı, iyilik dolu bir yaratıktır, ağız dolusu gülen, yürek dolusu ağlayan, iliklerine kadar duygulanan, seven bir yaratıktır insanoğlu… Bu öldürme, yok etme, öfke, öç, sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri, birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak?

- Dünya yiyecekle dopdolu. Nereye elini uzatsan yiyor doyuyorsun. Ot, çiçek, kuş, balık, meyve, tohum, elini neye atsan… Tanrı vermiş insan için, bol bol, ama herkes aç…

- Bundan sonra dünya onun için karanlık bir ormandı, yolu izi belli olmayan.

- Oysaki bu dünya böyle, bu insanlar böyle. Benim elimden ne gelir ki... diyemiyorum, içim götürmüyor, bir yerlerimden bir kire, iyi olmayan, dostça olmayan bir şeye bulaşmış gibi oluyorum. İçim kararıyor, içimin karanlığını delemiyor, uzun bir süre içimi arındıramıyorum...

Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali

İhtiras, intikam hırsı ve her şeye göğüs geren unutulmaz bir aşk hikayesi. Sabahattin Ali'nin kaleminden bir başyapıt...

Kitaptan bir alıntı:
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve boş insanlardan sıkılan bu mahlukları birbirlerinin sessiz mevcudiyeti yorgunluk verecek kadar yoruyordu.

Bir Çift Yürek - Marlo Morgan

 Aborjin yerlilerinin yaşamlarını ve bu yaşantının aslında bütün insanların ortak bir yaşantısı olduğunu fakat bizim buna ne kadar yabancı o...